Mehmet Emin AKIN
AKP Hükümeti hükümet olduğu günden bu güne hep ABD’nin ve işgal devletlerinin yanında yer aldı.
Yarım ağız ABD’yi eleştirme onun Afganistan’da akan kanın ve Suriye’de akan kanın sorumlularından olması gerçeğini değiştirmiyor.
Irak’ta milyonlarca insan (Müslüman) katledildi. Türkiye halkının bunun karşısında kılı kıpırdamadı.
Türkiye’de sokakta bir kedi öldürülseydi Medya bunu Türkiye’nin gündeminden düşürmezdi.
Irakta
Müslümanlar köpeklerden daha aşağı bir tarzda öldürüldüler, namusları
ve ırzlarına Şiî savaşçılar ve Nato askerleri tarafından ilişildiği
halde bizdeki çok Müslüman hiçbir cemaatın kılı kıpırdamadı.
Irakta
insanlar gaz fırınlarında yakıldı. 800 bin Filistinli evlerinden
atıldılar ve sahralarda çadırlarda yaşadılar. Binlercesinin
öldürüldükten sonra organları alınıp satıldı. Filistinlilere karşı ve
diğer Sünni şehirlerinde fosfor silahları kullanıldı. Biz ise orada
sanki hiç bir şey olmamışçasına katliamları seyrettik. Acımasızca..
"Tezkere"yi
Meclisten geçirmemişti AKP Hükümeti ama, ABD, İngiltere ve Nato'nun her
istediği oluyordu. Nato'nun her isteği olmamış olsaydı, acaba
Patriotlar Türkiye'ye konuşlandırılır mıydı?
Irakta ABD'ne hiyanet eden bir Türkiye'ye bu kıyak yaplmazdı herhalde!
Umumen
Irak’taki Nato, ABD ve İngiltere katliamını ve soykırımı ve orada İslam
âlemine düşman olacak bir aptal Şiî devleti kurmak için yüzyıllarca
insan neslinin sağlığını bozacak kimyasal silahlar kullandı. Sesimiz
çıkmadı. Müslümanları katleden bu kâfirler karşı AKP Müslümanların
birlik olup savaşmalarından söz etmedi edemez ki zaten ama Mali’de
kanımızın dökülmesi için dün Cezayir’de ve Çanakkale’de kanımızı döken
ve ülkemizi işgal eden Fransa’ya yeşil ışık yakıyor.
Hangi
Fransa'ya? Maraşı ve Adana'yı İşgal eden Fransa'ya , Antakya'yı işgal
eden ve Çanakkale'de bizi yok etmeye gelen Fransa'ya.. Bu,kalıbımız
Fransanın yanında olmasa da kalbimizle onun yanında mali'deki
MÜSLÜMANLARA karşı savaşmak demek değil midir?
Bugün
destek verdiğiniz Fransa belki yarın sizden asker isteyecektir. Bugün
destek verdiğiniz ABD bir yeni işgalde sizden asker isteyecektir. Buna
hayır diyecek gücünüz ve iradeniz mi var?
Bu
vb. siyasetlerinizin karşısında hep sustuk. Afganistan’da acımasız ve
çok derin bir savaş sürerken, bizim çocuklarımız orada katliam yapan
ABD’nin mühimmat depolarını koruyor emperyalist sömürgeci ABD’ne ve
diğer küfr devletlerine lojistik hizmet veriyor, Karzai'nin uşak
hükümetine bekçilik yapıyor.
Niçin? Cevabını bilen var mı? Türkiye bugüne kadar Afganistan’da niçin bulunduğunu Dinen, ilmen ve aklen ispat edebilmiş midir?
Her
seçimde sandıklara gidip oylarını kullanan şahsiyetsizleştirilmiş ve
akılları güdükleştirilmiş ve modern köle diyebileceğimiz iman ettiğini
söylediği halde; iman ettiği kitabı (KUR’AN’I) seçimlerde sandığa gömen
Türkiye’nin çok bilmiş Müslümanları, seçtikleri partinin İslam aleminde
yeni bir sömürgeci ortak olduğunu göremiyor bunun karşısında sesini
yükseltemiyor.
Niçin
mi? Kürt meselesi ve Kemalistlerin korkusundan..Yani Türkiye’nin
bölünmesi korkusu ile Kemalistlerin ve bağnaz laiklerin diktatörlüğünden
kurtulmak için batı devletlerinin taşaronu olmak. İşte AKP tam bu
taşaron rolünü oynuyor ve İslam ve Müslümanlarla dalga geçiyor ve Ümmeti
aldatıyor ve ABD’nin dümen suyunda. İslam âleminde oluk oluk akan
kanının altına imzasını atıyor.
Burada
bunu söylerken AKP’nin, silahlı kuvvetleri orada burada savaşa
soktuğunu ve bilfiil bir savaşa ortaklık ettiğini söylemek istemiyoruz.
AKP
ABD güdümünde ve İngiltere’nin ve İspanya’nın vd. emperyalist güçlerin
esiri haline geldi. Somali’deki zalimlere desteği yetmiyormuş gibi,
şimdi de Mali’deki Müslümanların kanlarının akıtılmasına fetva veriyor
ve hemen ardından Çanakkale’de 600 bin kişiyi İngiltere ile birlikte
katleden katil ve işgalci Fransa, Mali’de Müslüman katliamı yapmaya
başlıyor.
Dün
Cezayir'de bugün Suriye'de şebbihaların işlediği tecavüzleri Fransa
işliyordu. Fransız subayların hatıratlarında yazdıklarına göre Fransız
ordusu girdiği her beldedeki kadınlara ve kızlara tecavüz ediyordu
Bugün
İslam, topraklarımıza yeniden dönmesin diye kafirler topraklarımıza
yeniden dönüyorlar. Niçin mi? İşgalciyi ve onlara ibadet edenleri
tanımaya başladığımız ve onu topraklarımızdan kovmak istediğimiz için..
Eğer
AKP hükümetinin Afganistan, Çeçenistan, Somali ve Mali politikası doğru
ise, Filistin politikası yanlıştır. Eğer Filistin için izlediği
politika doğruysa diğeri yanlıştır.
Fransa'nın Mali'yi yeniden işgaline yeşil ışık yakmak, Filistinde de İsraile yeşil ışık yakmaktır.
AKP
ve onun iradesi doğrultusunda Mali'deki ve Somali'deki işgali terör
bahanesiyle meşrulaştırmak caizse, bizim topraklarımızda Milli
Egemenlikten söz etmenin bir anlamı yoktur.
İşgalci
olmayan bir devlet, diğer bütün halkların da özgürlüğünü kendi
özgürlüğü kadar kutsal sayar. İşgalci ve emperyalist olan milletler
diğer milletlerin haklarına ve özgürlüklerine saygı duymazlar.
AKP
hükümeti Mali'nin İslam'a dönmesini istemiyorsa ve bundan tıpkı kafir
milletler gibi rahatsızsa, Türkiye Cumhuriyeti'nin okullarında Kur'an
Dersleri koymanın anlamı nedir?
Kardeşlerinin ülkesinde İslam'ın yeniden hakim olmasını istemeyen kimse Türkiye'de nasıl Müslüman oluyor?
Türkiye’deki
hükümetler ve STK’lar işbirliği içinde çalışıyor. İslam aleminin
neresinde bir felaket olsa, Kızılay orada, yardım yapan kuruluşlarımız
orada. Peki, ırzları kirletilen ve ülkeleri işgal edilen ve kimyasal
silahlarla imha edilenler; neden sizlerin kardeşleri olmuyorlar diye
sorsak hata mı ederiz? Onlara gereken silahı vermek neden sizin
dininizde yok.
Dinimizin vecibelerini Türk Hükümetleri ve Batılılar mı belirliyor?
Neden bugüne kadar sadece ekmek ve hep insanî yardım?
Size,
buradan silah gönderin demiyoruz. Ama dünyanın en gelişmiş silahlarıyla
zavallı ve güçsüz Müslümanlarına karşı savaşmaya gelen ve onların
İslamı seçmelerine, Müslümanca; Kur’an’a göre bir Din ve Sünnete göre
bir hayat yaşamalarına hayır diyen bu devtletlere karşı neden meşru
savunma hakkını kullanan Müslümanların silahlanmasında onlara yardım
etmiyoruz da Trilyonlarca Doları insanların karınlarını doyurma uğruna
telef ediyoruz?
Acaba
Erdoğan neden bir gün Samli eş-Şebab Hareketi ile Türkiye’de bir
görüşme düzenlemiyor? AKP’nin İslamı; zalim, emperyalist ve ABD
işbirlikçisi bir İslam ve sömürgecilerin yanında olan bir İslam.
Evet
demiştik ki; Türkiye niçin bunları yapıyor? Türkiye’nin bölünmesinde
Batılı devletlerin etkisini azaltmak ya da onları bu konuda yumuşatmak
ve AB sürecini kalıcı kılmak için Kemalistlere karşı Ergenekon adı
altında operasyonlar düzenlemekte.
Yahudilerle bağlantılı olan iş adamlarına ise, daha sıra gelmedi acaba gelir mi bilemiyoruz?
Bu
iki savaş (!) (Kürtlere ve Kemalistlere karşı savaş) Türkiye’yi Batı'ya
köle haline getiriyor ve onu dünyadaki Müslüman katliamına ortak
kılıyor.
Birçok
kez söyledik; Pakistan niye Türkiye ile yakın ilgi içindedir? Bilen var
mı? hayır. Cevabı çok basit; Kadiyaniliğin kurduğu bir devlet olduğu
için. Pakistan İslam şeriatını reddeden bir ülkedir ve Sünneti
Anayasa’sında kabul etmez. Türkiye İslam’ın “İ”sini bile Anayasa’sında
kabul etmez. Ama buna rağmen dostturlar. Neden, İki rejimin de İslam'a
ve Rasulullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) düşman oluşundan.
AKP bu düşmanlığını dindarlık adına kamufle ediyor. Diğerleri ise alenen yapıyordu.
Şimdi Erdoğan Mali’de Müslüman teröristlere (!) (İslamcı KAFİRLER demek istiyorlar) karşı
savaş fetvası veriyor? Neden onlar yıllarca bunun üzerinde düşündükten
ve bütün hazırlıklarını yaptıktan ve kesin bir karara vardıktan sonra?
Bu fetva?
Suriye’de olanları kapatmak için mi?
Suriye’de
el-kaide’ye destek veriyor iddiasını boşa çıkarmak ve Ehl-i Sünnet’in
savaşçılarından beraatini ilan ederek, Suriye’nin Esed sonrası sömürülme
pazarlığında pay sahibi olmak için mi?
Tanıdığım
bir iş adamı Dr. Muhammed el-Arif’i’yle ilgili İran’da bir TV’nin
uydurma haber yayınlamasına öyle sevinmişti ki soramayın gitsin.
Bizler
durmadan Şebbihaların tecavüzünü gündeme getirirken onlar bundan İran'a
da bir payın ulaştığını bildikleri için çok rahatsız oluyorlardı. Yalan
ve iftiralara zaten alışık olan bu zümre, Muhammed el-Arifî'’yi güya birkaç saatliğine de olsa “mut'a” fetvası verdiğine dair bir haberi Allah'tan korkmadan yayınlayabilmişti.
Tecavüzcülerin
iğrençlilerini bana bir kez de olsun anlatmayan eski tanıdığım kişi,
bu haberi bana aktardığında gözlerinin içi gülüyordu. Bilmiyorum ama “el-Arifî"’nin “mut'a” yı ispat ettiği uyduruk haberine mi seviniyordu. Yoksa bakın Ehl-i Sünnet’in alimleri de "tecavüz fetvası" veriyorlar diye mi sevindiğini bilemiyorum.
Doğrusunu
Allah bilir.Fakat bunun uydurma bir haber olduğunu el-Arifî'nini bunu
bizzat kendi konuşmasıyla açıkladığını söylediğimde ise, yüzü ekşidi ve
oyunlarının bozulmasından epey rahaztsız olduğunu gözlemledim.
Bu
eski tanıdığa Suriyeyle ilgili yardım konusunda bir tek kuruş dahi
almanın mümkün olmadığını, böylece aramızdan geçen bu konuşmadan da
anlamış oldum.
Şunu
çok iyi biliyorum ki; yarın inşallah Suriye eğer selamete çıkarsa
İrancı bu tanıdıklarımın -şimdi belki de Baas Partisi'ne İran’ın hatırı
için yardım etmiş olmaları da muhtemelken- yarın Suriye' da akan
kanların hiç hesabını yapmadan ve oradaki tecavüzleri hiç umursamadan
orada inşaat bulaşıklarını toplamaya soyunacaklarını çok iyi biliyorum.
Zira onlar leşlere üşüşen kuzgunlar gibi, Suriye Müslümanlarının dün
kanlarını döken bir rejime; Müslümanlar olduklarını söylemelerine rağmen
destek oldukları gibi, yarın da onların kanlarını utanmadan emecekler
ve Suriye makamlarının kapılarında ihale dilenciliğine başlayacaklardır.
Bunun
için Suriye’deki direnişçilerin şimdiden bir istihbarat çalışması yapıp
bu İran ve Baas rejimi yanlısı firmaların yarın Suriye leş paylaşımına
girişimlerine engel olmalıdırlar. Evet, bugün İran’ın ve Suriye
rejiminin yanında olanlar yarın Suriye’lilerin gözyaşlarını silme ve
yaralarını sarma sahtekarlığına soyunacaklardır.
Evet
AKP ve Erdoğan ile ilgili konuşuyorduk; Erdoğan Mali konusunda da
yanlış yapıyor, tıpkı İran ve Suriye’ politikasında epeyce yanlışlar
yaptığı gibi.
Erdoğan’ın
Mali ile ilgili sözleri yanlıştan öte sözlerdir. Çevresindekiler adeta
bir ABD misyonu ve Nato’nun memurları gibi davranıyorlar ve bir tanesi
Sayın Başbakan siz neler söylüyorsunuz demez mi?
Türkiye
neresi Mali neresi? Bize ne oluyor ki Mali’nin işlerine karışalım ve
madem onların kardeş olduğunu söylüyorsunuz, onlar arasındaki savaşa
Batılı devletlerin karışmasına ve ülkeyi harap etmelerine yardımcı
olalım diyemiyorlar.
Erdoğan
kötü bir örneklik sergiliyor ve Türkiye’nin İslam âlemiyle gelecekteki
bağlarını koparıyor. Bugün ABD’ne, Fransa’ya ve İngiltere’ye destek
veren Türkiye ve Erdoğan yarın zor durumda kaldığı zaman dostlarının
kimler olabileceğini bize açıklayabilir mi?
Türkiye’nin rejim ve Hükümet olarak İslam âleminde asla bir dostu olmayacaktır.
AKP’nin
İslam’la hükmetmesini bekleyecek kadar gaflet içinde olmadığımız gibi,
iyimser de değiliz. Ama en azından sosyolojik ve duygusal olarak
tarihimize ve değerlerimize sahip çıkın ve Batılı ülkelerin uşağı olan
bir Hükümet olmayın diye size nasihat edebiliriz.
Kur’an’ı
ve Sünneti size hatırlatan ve sizi "şirk"ten ve “küfr”den sakındıran
Rabbanî âlimlerinizin olmadığını çok iyi biliyoruz. Olsalar da size bu
ortamda bu nasihatlarda bulunacak kadar yiğit ve sadece İslamı yücelten
âlimler olmadıklarını da biliyoruz.
Sizler,
âlimi olmayan ve olsa da dünyanız için dinlerini helak edenlerle
çevrili olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Bunlar mı sizi yakacak olan ateşi
size haber verecekler? Bunlar mı size, hangi amelinizin “şirk” veya
“küfr” olduğunu hatırlatacaklar? Heyhat ki ne heyhat!
Okullara
Kur’an dersi koydurtup sonra da Uluslararası siyasette Kur’an’ı rafa
kaldırmanın anlamı ne oluyor? Ey çocuklar Kur’an’ı okuyun ama siz de
bizim gibi olun mu demek istiyorsunuz?
Eğer
Kur’an’ı okullara ders olarak koyduktan sonra kendiniz bile hala
Kur’an’a itaat etmiyorsanız siz bu çocukların Kur’an okumasından ne
bekleyebilirsiniz ki? M Esed gibi mi düşünmelerini mi, yoksa İ. Eliaçık
gibi Kur’an’ı saptırmalarını ya da Y.Nuri Öztürk gibi dalalet yorumları
öğrenmelerini mi, ya da M. İslamoğlu gibi kafası karışık Batınî bir
meal felsefesi mi öğrenmelerini mi istiyorsunuz?
Bugün yardım ettiğiniz ABD, İngiltere ve Fransa merak etmeyin sizlerin de kuyusunu kazmaktadırlar. (Ermenistan meselesi daha sıcacık duruyor, Kıbrıs olayı sadece uykuda bekletiliyor..) Bunu; Erdoğan da, Hükümeti de bütün devlet birimleri de bal gibi bilmektedirler.
Türkiye
tarihine, dinine ve mirasına hiyanet eden bir ülke durumuna
getirilmiştir. Türkiye, AKP döneminde gittikçe İslam’a ve İslam âlemine
düşman oluyor. Seçimlerde oy verenler Müslümanlarsa ve AKP'yi yönetenler
Müslümanlarsa; bir gün de rabblerinin kitabı Kur’an’ı önlerine
koysunlar…Yaptıklarını ona arzetsinler bakalım Kur'an onlara ne diyecek?
Namaz
kılmadan, hacca gitmeden oruç tutmadan ve örtünme olayını halletmeden
önce, Mali’nin yeniden bir savaş alanına dönmesini üzerinde kafa
yoracağınıza, Müslüman mıyız değil miyiz diye Kur’an’a bir sorun da
Allah’ın size vereceği cevabı görün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder