23 Ocak 2013 Çarşamba

defolu müslümanlar

Peygamberimiz (sav) çocuğunu eğitmesi için Ebu Cehil'e teslim eder miydi? 

Günümüzde tağutun eğitim sistemine çocuklarını emanet etmeyenleri gerici, yobaz, vakıadan habersizlikle suçlayanlar sadece laikler değil...Hatta neslini korumaya çalışan bu kimseleri dillerine dolayanlar, demokrasiyle sorunu kalmayan sapkın cemaatlerle de sınırlı değil... Tevhid ehli olduğunu iddia eden ve islami çalışmalar yürütmeyi, daveti şiar edinmiş cemaatler, yapılanmalar bile neresinden tutsan elinde kalan, başta ulusalcılık olmak üzere binbir tane putu çocukların beynine işleyen bu kurumlara çocuklarını göndermeyenleri eleştiriyor, topa tutuyorlar. Ben kendi kardeşlerimle bile bu konuyu tartışırken zorlanıyorum... geçen gün ablama çocuklarına nasıl kıydığı konusunda içim acıyarak dil dökerken "biz de oradan çıkmadık mı?" dedi. evet dedim biz de bilmem kim de, şu da, bu da, herkes oradan çıktı ve halimize bak... gerçekten bu halimizi beğeniyor musun? binbir telkinle o fabrikadan çıktık, tağutun putun şirkin haramın ne olduğunu öğreten bir ailenin geri beslemeleriyle güya korunarak çıktık... ve halimize bak. hepimiz defoluyuz.

Allah (svt) kelimesinin yücelmesi adına, bu din adına ne yapıyoruz... gecemizi gündüzümüze katıyor muyuz, yastığa başımızı koyduğumuzda uyumamız kaç dakikamızı alıyor? Davasız, dertsiz, eylemsiz ama uykusunu almış olarak uyanıyoruz...En çok korunan bile defolu olarak çıkıyor... kalbinde binbir tane hastalığın tohumu ekilmiş olarak çıkıyor...hasta bir kalp, fitnelerin övülmesine alışmış, kulakları müstehcen sözler dinlemeye alışmış, gözleri çirkinlikleri görmeye alışmış... hak ile batılı ayırt edemeyen istikrarsız bir kalp...bu kalp ne Allah(cc) için buğz etmeyi bilir ne de Allah'ın(cc) düşmanlarından uzak kalmayı...


Yapma, bari biz yapmayalım, davetini önce ailene götür, yani neslini koruyarak başla işe, islam devletini önce evinde kur ki islami toplum da kurulabilsin...Kimisi diyor ki ama Bedir'de müşrik esirler müslümanlara okuma yazma öğretmedi mi ? Yuh olsun size, senin kontrolünde olan bir müşrikten, keyfiyeti belli olan bir eğitimi almakla, tamamı batıl olan bir müfredatı, batıl bir atmosferde 10 12 sene beyinlere işlemeyi nasıl kıyaslarsınız...Kimisi de ,rızkı diplomaya bağlıyarak rızık korkusunu dile getiriyor, Rezzak olanın Allah (svt) olduğunu inkar edercesine...Diplomayı ve tahsili rızık verici kabul ederek bir şirkin kapısını aralıyor adeta... Bir başkası meydanı kafirlere mi bırakılım diyor da meydanda amaçsız, davasız, ölülerden farksız gezen nesilleri görmüyor... Daha birçok sözle, şüphelerle bulandırıyorlar kafaları, bence söyledikleri tek bir cümlenin bile cevap vermeye değecek tutarlı bir yönü yok....Nasıl olsun ki, unutmamalıyız ki farz olan ilim Kur'an ve Sünneti yani dinini öğrenmektir...Çocuk farz olan ilmi öğrenememiş, hayatına tatbik edememişse ne hayır gelir ki elde ettiği ilimden... Bence çocuğunu bu sistemin okuluna göndermek demek, o çocuğu budist tapınağına ya da bir kiliseye teslim etmekten çok daha tehlikeli bir şey.

Allah'ın sizi koruyucu kılmış olduğu mallarınızı, beyinsizlere vermeyin, kendilerini bunların geliriyle rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. Nisa Suresi 5.ayet

Allah'u teala sefihlere mallarınızı teslim etmeyin diyor... Bizler mallarımızın kontrolünü bile ehil olmayana vermeme konusunda uyarılıyorken, malımızdan çok daha önce sorumluluğumuzda olan çocuklarımızı kafirlere teslim etmeyi nasıl düşünebiliriz. Bunu ne akıl ne de nakil kabul eder. (Dikkat edin çocuklarımızı sefihlere de değil, düşmanlarımıza teslim ediyoruz. Sefih olan belki de hayırlı bir harcamada bulunabilir ya da en fazla malını çarçur eder ama düşmanın onu sadece sana, yani dinine düşmanlıkta harcayacaktır.)

Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlûp olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır. Enfal Suresi 36.ayet




16 Ocak 2013 Çarşamba

AKP HÜKÜMETİ'NİN YENİ FÜTUHATI


                                                                                              Mehmet Emin AKIN 
AKP Hükümeti hükümet olduğu günden bu güne hep ABD’nin ve işgal devletlerinin yanında yer aldı.
 Yarım ağız ABD’yi eleştirme onun Afganistan’da akan kanın ve Suriye’de akan kanın sorumlularından olması gerçeğini değiştirmiyor.

Irak’ta milyonlarca insan (Müslüman) katledildi. Türkiye halkının bunun karşısında kılı kıpırdamadı.  

Türkiye’de sokakta bir kedi öldürülseydi Medya bunu Türkiye’nin gündeminden düşürmezdi.  

Irakta Müslümanlar köpeklerden daha aşağı bir tarzda öldürüldüler, namusları ve ırzlarına Şiî savaşçılar ve Nato askerleri tarafından ilişildiği halde bizdeki çok Müslüman hiçbir cemaatın kılı kıpırdamadı.  

Irakta insanlar gaz fırınlarında yakıldı. 800 bin Filistinli evlerinden atıldılar ve sahralarda çadırlarda yaşadılar. Binlercesinin öldürüldükten sonra organları alınıp satıldı. Filistinlilere karşı ve diğer Sünni şehirlerinde fosfor silahları kullanıldı. Biz ise orada sanki hiç bir şey olmamışçasına katliamları seyrettik. Acımasızca..  

"Tezkere"yi Meclisten geçirmemişti AKP Hükümeti ama, ABD, İngiltere ve Nato'nun her istediği oluyordu. Nato'nun her isteği olmamış olsaydı, acaba Patriotlar Türkiye'ye konuşlandırılır mıydı? 

Irakta ABD'ne hiyanet eden bir Türkiye'ye bu kıyak yaplmazdı herhalde! 

Umumen Irak’taki Nato, ABD ve İngiltere katliamını ve soykırımı ve orada İslam âlemine düşman olacak bir aptal Şiî devleti kurmak için yüzyıllarca insan neslinin sağlığını bozacak kimyasal silahlar kullandı. Sesimiz çıkmadı. Müslümanları katleden bu kâfirler karşı AKP Müslümanların birlik olup savaşmalarından söz etmedi edemez ki zaten ama Mali’de kanımızın dökülmesi için dün Cezayir’de ve Çanakkale’de kanımızı döken ve ülkemizi işgal eden Fransa’ya yeşil ışık yakıyor.  

Hangi Fransa'ya? Maraşı ve Adana'yı İşgal eden Fransa'ya , Antakya'yı işgal eden ve Çanakkale'de bizi yok etmeye gelen Fransa'ya.. Bu,kalıbımız Fransanın yanında olmasa da kalbimizle onun yanında mali'deki MÜSLÜMANLARA karşı savaşmak demek değil midir? 

Bugün destek verdiğiniz Fransa  belki yarın sizden asker isteyecektir. Bugün destek verdiğiniz ABD bir yeni işgalde sizden asker isteyecektir. Buna hayır diyecek gücünüz ve iradeniz mi var? 

9 Ocak 2013 Çarşamba

cennetin rüzgarı

dibimizden...saçlarımızın arasından,,,parmaklarımızdan... hafif bir rüzgar da değil bu ...öyle güçlü öyle derin.... dört bir yandan cennetin rüzgarı esiyor... Allah'ım bu esintiden bizi de nasiplendir...amin.