29 Nisan 2013 Pazartesi

19 Nisan 2013 Cuma

Sabredenler

Selmân Farisi radıyallahu anh anlatıyor:
Müellefe-i Kulûbdan (kalpleri İslam'a ısındırılanlar), Üyeyne b. Hısn, Akra b. Hâbis ve arkadaşları, Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna gelerek:
"- Ey Allah'ın Rasûlü, sen yine mescidin baş köşesinde otursan da -Selman, Ebû Zerr ve fakir müslümanları kasdederek-onları ve abalarının ağır kokularını bizden uzaklaştırırsan olmaz mı? Böyle olursa, o zaman seninle oturur, samimi olur ve senden istifade ederiz" dediler. -Zira bu Mü'minler'in üzerlerinde başka birşey bulunmayıp sadece yün kaftanlar bulunmaktaydı-
 Bunun üzerine şu ayetler indi:
"- Ey Muhammed! Sana vahyolunan Rabbinin kitabını oku: onun hükümlerini kimse değiştiremez. Ondan başka bir sığınacak da bulamazsın. Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek, ona yalvaranlarla beraber sen de sabret, dünya hayatının güzelliklerini isteyerek gözlerini o kimselerden ayırma. Zikrimizden gafil kalan, arzusuna uyarak aşırı giden kimseye de tabi olma! De ki "Hak Din, Rabbinin katında gelendir" dileyen inansın, dileyen inkâr etsin, şüphesiz zalimler için kendilerini çepeçevre içine alacak bir ateş hazırlamışızdır." (Kehf, 27, 29)

Kafirleri ateşle tehdit eden bu ayetlerin inişinden sonra Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, hemen ayağa kalkarak arkadaşlarını aramaya başladı. Nihayet, onları, mescidin bir köşesine çekilmiş, Allah'ı zikreder bir vaziyette bulunca: 
 - Ümmetimden bir güruhla birlikte sabretmemi bana emredinceye kadar beni öldürmeyen Allah'a şükürler olsun. Ölüm de dirim de sizlerle beraberdir, buyurdu. (Hilye, 1/345) 

Dün annemle okuyorduk, bu hadise gelince boğazımız düğümlendi....Onların bir köşeye çekilmiş garip garip Allah'ı zikretmeleri o kadar acıklı geldi ki, sanki mescidin bir köşesinde Onları görür gibi oldum.  Daha sonra bunun üzerine düşününce Afrika'da gördüğüm camiler ve mescidde bir köşe başında Kur'an okuyan, tesbih çeken garipler gözümün önüne geldi... Mali'deki medresetuzikrullah, Darfur'daki yetimhanenin mescidi ve tek parça elbiseleriyle çocuklar... Fe Tûba Li Gûraba



 

6 Nisan 2013 Cumartesi

Elhamdulillah


Mali'deki mücahidler hakkında fransız komutanların sözleri...
 
"Gerçek askerlere karşı savaşıyoruz. Strateji geliştiriyor ve pusu kuruyorlar"
"Cihadcılar geri çekilmeden savaşıyor. Ölmek için oradalar"

"Her bir savaşçı patlayıcı kemer takıyor, beraberlerinde yemek ve Kur'an getirip, ölümüne savaşıyorlar"





Vallahi bu mücahidler bana Bedir ehlini hatırlatıyor....


Enes (r.a.) hadisinde Rasulullah (s.a.v.) Bedir gü­nü şöyle dedi:"Genişliği yer ile gök arası kadar olan Cennete kalkı­nız."Umeyr b. Himam şöyle dedi:"Ya Rasulallah! Genişliği yer ile gök arası kadar olan Cennet mi?""Evet" dedi."Vay vay" dedi. Rasulullah (s.a.v.):"Vay vay demene sebep ne?" dedi. Adam:"Hayır ya Rasulullah! Başka bir sebep yok. Sadece oranın eh­linden olmayı ümid etmemdir" dedi. Rasulullah (s.a.v.):"Sen oranın ehiindensin" buyurdu. Torbasından biraz hurma çıkarmış yiyordu. Sonra şöyle dedi:"Bu hurmalarımı yemek için mi yaratıldım. Bu çok uzun bir hayat" sonra elindeki hurmaları fırlattı ve düş­manla ölünceye kadar savaştı.[68]Müslim rivayet etmiştir.


Mali'deki müslümanları gözlerimle gördüm, takvalarına şahid oldum, Somali'de müslümanları gördüm. Nasıl ki Türkiye'de fahşa kokusunu alıyorsam, Vallahi Somali'de havadaki İslam kokusunu aldım. 

Allah'a hamd olsun Allah yolunda ölmeyi dünyadaki herşeyden daha çok arzulayan mücahidler varlar ve bu uğurda savaşıyorlar. Afrika önemli,çok önemli  





"Ya Rasulallah! Ben siyah bir adamım. Koltuk altlarım kokar ve malım yoktur. Eğer ben şunlarla ölünceye kadar sa­vaşırsam ben neredeyim?" Rasulullah (s.a.v.):"Cennette" buyurdu. Adam öldürülünceye kadar sa­vaştı. Öldürülünce Rasulullah'a (s.a.v.) getirildi. Rasulullah (s.a.v.):"Allah yüzünü beyazlattı, kokunu güzelleştirdi ve malını çoğalttı" buyurdu.

Haydi durmayın "...Elinizden geleni yapın! kuşkusuz biz de yapacağız"Hud 121. İstediğiniz tuzakları kurun "...Allah da tuzak kurdu. Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.Âli İmrân 54
  "Allah, Cennet karşılığında müminlerden mallarını ve canlarını satın almıştır. Allah yolunda savaşırlar, öldürür ve öldürülürler. Bu, Allah'ın Tevrat, İncil ve Kur'an'da onlara vadettiği bir haktır... Sözünde durmak için Allah'tan daha iyi kim olabilir? İşte ey müminler! Yaptığınız bu alışveriş ile müjdelenin, sevinin. Çünkü en büyük kazanç budur." tevbe 111

nefsini Allah’a (svt) satan bir Müslüman’ın önünde, satılmış olanı satın alana teslim etmekten başka bir seçenek yoktur. Müşteri satılanı aldığında ona istediğini yapar, onu istediği yere koyar, hatta isterse zindana bile koyar. İsterse ona en güzel elbiseyi giydirir, isterse onu sadece avret yerlerini örtecek şekilde çıplak bırakır. İsterse onu zengin, isterse de muhtaç fakir yapar. İster onu asıp idam eder ya da düşmanını ona musallat ederek onu öldürtürüp cesedine işkence yaptırır. Bize düşen sadece cenneti umarak emaneti teslim etmek,onu nasıl kabul edeceğiniyse yalnız Allah(svt) bilir. Karşında en güzel müşteri var haydi çıkar pazara varını yoğunu....malımızsa malımız, sözümüzse sözümüz, canımızsa canımız....