23 Haziran 2012 Cumartesi

Bu zalim hayatta kaldığı müddetçe biz hayatta kalmayacağız.

Müslüman kardeşlerimize ve Irak’ta, Ürdün’de ve Türkiye’de bulunan mücahid kardeşlerimizi, kardeşlerinin yardımına koşmaya, zayıfların kanlarının dökülmesine ve kadınlarımızın namusunun kirletilmesine engel olmak için canlarını feda etmeye ve sahip olduğunuz bütün değerli şeyleri onları korumak adına harcamaya çağırıyoruz. Batılı kafirlerin ve Doğulu işbirlikçilerin Şam beldesindeki Müslümanlara daha fazla işkence, felaket ve vahşetten başka birşey getirmeyeceğini söylüyoruz.

Biz akidesi, dini, bayramları ve savaşları bir olan tek bir Ümmetiz ve bizi parçalamak isteyenlere ‘Sykes-Picot’ anlaşması veya başka anlaşmalar ile hiç bir zaman teslim olmayacağız. Çünkü Rabbimizin kitabı Hakk’ı şöyle açıklamaktadır: ‘Doğrusu bu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. O halde bana kulluk edin.’ (Enbiya, 92). Ve yine Allah Rasulu şöyle buyuruyor: "Müminler birbirini sevmede, birbirlerine karşı sevgi ve merhamet göstermede tek bir beden gibidir O bedenin bir organı acı çektiği zaman, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateş çekerler"
(İbn Hanbel, IV, 271; Buhârî, "Edeb", 27; Müslim, "Birr", 66)
 
Biz zulme uğramış kardeşlerimizi sadece ağlayarak, gözyaşı dökerek ve kınama bildirileri yayınlayarak savunmayacağız çünkü bu bizim yolumuz değil ve Allah’ın izniyle hiçbir zaman olmayacaktır. Allah mazluma yardım yolunu bize şöyle gösterdi: ‘Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?’ (Nisa, 75). Ve Allah kafirlerin gücünü kırmak ve zulümlerini durdurmanın yolunu bize şöyle gösterdi: ‘Allah yolunda savaş! Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun. Müminleri de savaşa teşvik et. Umulur ki, Allah kâfırlerin gücünü kırar. Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezası daha çetindir.’ (Nisa, 84). Ve Allah kafirleri zelil etmenin, gururunu kırmanın ve zafere ulaşmanın yolunu bize şöyle gösterdi: ‘Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onların cezasını versin ve onları rezil ve rüsvay etsin, yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın. Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın.’ (Tevbe, 14).

Biz cihad ve savaş yolunun kolay bir yol olmadığını biliyoruz. Fakat cihad yolu aynı zamanda kapalı bir yol değil. Aksi halde Allah bize bu yolu emretmez ve bizi buna mecbur tutmazdı. Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: ‘İşte o zaman Allah size iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birini vaad ediyordu ki, sizin olacaktı. Siz ise arzu ediyordunuz ki, şanı ve şerefi olmayan şey (kervan) sizin olsun. Halbuki Allah, âyetleriyle hakkı yerine oturtmak ve kâfirlerin arkasını kesmek istiyordu.’ (Enfal, 7). Siz direnişinizin barışçıl olmasını istediğiniz halde Allah sizin için başka bir yolu yazmış olabilir. Verilen bunca kurbandan sonra barışçıl direniş hayaline boyun eğmek cihad, sabır ve fedakarlık Ümmetine yakışmaz. Allah Azze ve celle şöyle buyuruyor: ‘Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysa ki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.’ (Bakara, 216).
Ey Şam’ın kahramanları, hazır olun. Ey Irak’ın aslanları harekete geçin. Ey Ürdün’ün aslanları cihada çıkın. Ey Türkiye’nin erkekleri, bir adım öne çıkın. Çünkü kirletilen bacılarınızın ve annelerinizin namusudur, akıtılan oğullarınızın ve kardeşlerinizin kanıdır, çiğnenen akrabalarınızın ve vatanınızın onurudur. Zalim rejimin saldırılarını engellemek için kardeşlerinizin safında yerinizi alın, zalim rejimin yönetimini defedin, Rabbinizin şeriatını hakim kılın ve Allah’a tevekkül ederek ilerleyin. Şu müjdeyi hatırlayın: ‘Kim bir müminin dünyadaki bir sıkıntısını giderirse Allah da hesap günü onun sıkıntısını giderir’. Kardeşleriniz bugün büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya. Kurtarıcı arıyorlar ama kurtarıcıları yok, yardım arıyorlar ama yardım edenleri yok. Sözlerinizle ve eylemlerinizle şunu ilan edin: ‘İşte sizin çağrınıza karşılık veriyoruz ey Şam beldesi. Bu zalim kibirlendiği müddetçe biz yaşamayacağız. Bu zalim hayatta kaldığı müddetçe biz hayatta kalmayacağız.’


Allahu Ekber. İzzet ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur.

Ve duamızın sonu, alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd etmektir.

ebu yahya el libi

6 Haziran 2012 Çarşamba

yeşil kuşlar

Resulullah (sav) ashabına şöyle dedi: "Uhut'da şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış, altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır... (îmam Ahmed, Ebû Dâvud, Hâkim, Beyhaki, ibn-i Abbâs)

 fahd el-kuso'nun şehadetinin ardından ebu yahya el libi'nin öldürüldüğü iddia ediliyor...inşallah yalandır diye dua etsem de....
Allah'ın(svt) O'nu bizden daha çok sevdiğini ve bir yeşil kuşun bugün ya da yarın, O'nun ruhunu beklediğini biliyorum...

 ‘Aramızdaki savaş bitmedi. Günler yeniliklere gebe.’
Bizim davetimizin içtenliği liderlerimizin şehadetinden bellidir.
Allah bize yeter, O ne güzel vekildir! O bize yeter ve O ne güzel bir yardımcıdır.’ (şehid Fahd El-kuso)




 
















ya ben çok duygusalım ya da bu gözler fahd el kuso'nun gözleri