Artık önüne geçilmesi neredeyse mümkün olmayan sosyal ağlar ve paylaşım siteleri toplumun tüm kesimlerinde yoğun olarak kullanılmaya başlandı. Bu ortamlardan Müslümanlar da nasibini fazlasıyla aldılar ve almaktalar. Sosyal medya denen bu olgunun kitleleri sürükleme becerisi kimsenin inkar edemeyeceği kadar büyük bir gerçek. Maalesef bu sürüklenmenin nereye doğru olduğuysa Müslümanlar tarafından belirlenmemekte. Bir Müslüman olarak bu sistem içerisinde akıntıya kapılıp gidenlerden olmamak gerekir. Hatta akıntının tersine yüzmek bile yetmez; bizzat akıntının kendisi olmak şarttır.
Son yıllarda internet ortamı birçok yönden bizi, toplumun tüm kesimlerini yaralıyor. Sosyal medya/paylaşım siteleri içinde bin bir çılgınlık barındırıyor. Bu yazı, bu bin bir türlü kendini kaybedişten sadece birini, bu ortamlarda dolaşan komedi malzemelerini konu alıyor. Maruz kaldığımız çeşitli görsel, işitsel, yazınsal kirliliklerin etraflıca incelemesini yapmayı başka bir zamana bırakalım ve acımıza geçelim:
Bir kafir, bir müşrik, bir ne olduğu bilinmez bizim kavramlarımızı komedi malzemesi olarak kullanıyor ve Müslüman olduğunu bildiğimiz gençlik bunlara gülüyor! Kullanılan yer, dalga geçilen kimse, ne ya da kim olursa olsun, onlar Allah'ın ayetlerini ağızlarına yalnızca alay etmek için alırlar* ve öyle de yapıyorlar. Bu tabloyu bu denli acıklı kılansa, İslami duyarlılığı olan insanların da bu çılgınlığa kapılıp gitmeleri.
Gülme sevdası öyle bir boyuta ulaştı ki insanların günleri geceleri komik bir şeyler paylaşmak, beğenmek, yaymak için harcanır oldu. Altı dakikalık bir videoysa “altı dakika boyunca gülmeniz garanti!” ,”gülmekten yerlere yatacaksınız”,”gülmekten gözünüzden yaşlar gelecek” gibi başlıklarla sunuluyor bu malzemeler. Bu çılgınlığa hayatı boyunca bir tek kahkaha atmamış bir Peygamberin(s.a.v.) “Kudüs işgal atındayken nasıl gülebilirim” diyen Selahaddin’lerin takipçileri olan biz Müslümanların dahil olması kabul edilebilir bir şey değil.
Ve o mü'minler ki onlar, her lüzumsuz şeyden yüz çevirirler. Mü’minûn 3
Onlar orada ne boş bir lakırdı ne de yalan işitirler. Nebe 35
Boş lakırdı ve yalana maruz kalmak öyle bir şey ki cennette bunlardan beri kalınacağı müjdeleniyor. Boş lakırdıdan, lüzumsuz şeylerden, yalanlardan kurtulmak... Allah bunu müjdeliyor. Allah'ın müjdelediği bu ödülle ödüllendirilmek isteyen bir Müslüman dünyada bunları eliyle aramaz, aramamalı... Müslümanca yaşamak istiyorsak yalnızca bu ayetler bile konunun kapanması için yeterlidir ama bu sevdanın artık ne aşamada olduğuna da değinmemiz gerekiyor.
En son gördüğüm birkaç örnek üzerinden gideceğim.